ITGLWF GENEL SEKRETERİ NEIL KEARNEY İSTANBUL'DA BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ
 

Desa Deri, Menderes Tekstil ve BJ Tekstil işçileriyle ulusal ve uluslararası dayanışma


27.11.2008

 

Uluslararası markalara çalışan Desa Deri, Menderes Tekstil ve BJ Tekstil’de uzun zamandır devam eden sendikalaşma mücadelesinde, çalışanların sendika üyeliği nedeni ile işten atılması ve işverenlerin sendikal çalışmayı engelleyen tavırları, sendika üyelerinin maruz kaldıkları baskılar uluslar arası sendikal hareketin gündemine de girdi.

 

Uluslararası Tekstil, Hazır Giyim ve Deri İşçileri Federasyonu (ITGLWF) Genel Sekreteri Neil Kearney, İstanbul'da, Taksim-Gümüşsuyu'ndaki Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilciliği'nde, Türkiye’de uluslararası markalara çalışan firmalarda sendika karşıtı uygulamalarla ilgili olarak 27 Ekim'de bir basın toplantısı düzenledi.
 

Desa Deri'de örgütlenme mücadelesi veren Deri-İş Sendikası'nın Genel Başkanı Musa Servi, Menderes Tekstil ve BJ Tekstil'de örgütlenme mücadelesi veren Teksif'in Genel Başkanı Nazmı Irgat ile birlikte düzenlenen basın toplantısına sendikamız Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Nimetullah Sözen ile diğer sendika, meslek örgütü başkan, yönetici ve temsilcileriyle Desa Deri, Menderes Tekstil ve BJ Tekstil işçileri de katıldı.

 

Terör estirerek üretim yapıyorlar
 

20 yıldır Türkiye'ye gelip gittiğini, Türkiye'de hazır giyim, tekstil ve deride önem kazanan firmaların işçileri istismar ettiğini söyleyen Neil Kearney, sendikası olmayan işçinin istismara uğrayan işçi olduğunu bildirdi. Uluslar arası firmalara üretim yapan yerli firmaların işçilerin sendikal haklarını tanıyacaklarına ilişkin de taahhütlerinin olduğunu vurgulayan Kearney, Desa Deri'nin İstanbul işletmesinde denetim yapıldığını, bu denetim sonrasında hazırlanan raporda işçi haklarının istismar edildiğinin ortaya konulduğunu belirtti. Kearney şöyle devam etti:

 

“Aynı durum Menderes Tekstil ve BJ Tekstil'de de geçerli. Uluslararası firmalara çalışan firmaların yerine getirmeleri gereken şartlar, iyi bir fiyat, kaliteli mal ve zamanında teslimdir. Bir dördüncü şart daha vardır ki o da bu firmaların insan onuruna yaraşır bir şekilde üretim yapmalarıdır. Maalesef bu firmalar, insan onuruna yakışır bir üretim yapma şartını yerine getirmiyor. Bu üç firma, uluslar arası alanda diğer firmaların da kötü görünmesine yol açıyor. Bu işverenler işyerlerinde adeta bir terör estirerek üretim yapıyorlar. Eğer bu firmalar kafayı değiştirmezlerse bu koşullarda uzun süre üretim yapamazlar.”

 

Alıcılar nezdinde girişimde bulunacağız!

 

Türkiye'deki işçi sendikalarının bu istismarları görmezlikten gelemeyeceğini belirten Kearney, “Bu sendikaların kardeş sendikaları olarak bizlerin de bu istismarları görmezlikten gelmesi mümkün değildir. Bu firmaların yöneticileri ile Deri-İş ve Teksif Sendikası yöneticileri bir araya gelerek sorunları çözmelidirler” dedi.
 

Üç firmanın sorunların çözümü için masaya oturmaması halinde, Marks and Spencer, Prada, IKEA gibi alıcılar nezdinde girişimlerde bulunacaklarını belirten Kearney şunları söyledi:
 

“Üç işletmede de sendikal nedenlerle işten çıkarılan işçiler geri alınmalıdır. Bu firmalar sendikalar aleyhine başlattıkları kampanyalara son vermelidir. Desa Deri, Deri-İş Sendikası'nı, Menderes Tekstil ve BJ Tekstil de Teksif Sendikası'nı tanıdığını bildirmeli ve bir araya gelmelidirler. İşçinin örgütlenme hakkına karşı işveren asla baskı yapmamalı, işveren sendikaların fabrikalarda çalışan işçilere ulaşmasını engelleyecek hiçbir eylem veya davranışa başvurmamalıdır.”

 

Kearney bu önlemlere ek olarak bu üç firmanın, Uluslar arası Çalışma Örgütü (ILO), OECD, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi kurum ve kuruluşlara da şikayet edilebileceğini, Hükümetin de kanunların uygulanmaması nedeniyle bu olumsuz gelişmelerden dolayı sorumlu olduğu belirti. Kearney, “ Ancak bütün bunlar zaman alan işler. Oysa işçiler işlerini kaybetmişler, bir an önce sorunlarının çözümünü bekliyorlar. Bu sorunları kısa zamanda çözmek için biz, önce güç kimdeyse ona gidiyoruz. Güç şu anda alıcıda. Sorunları firmalarla çözemezsek alıcılara gideceğiz” dedi.