ŞİMDİ SORUMLULUĞUMUZ DAHA DA BÜYÜK!

 

Birçok kesimin inancını kaybettiği, “bu iş bitti Tüpraş gitti” dediği noktada 29 Nisan 2005 tarihinden bugüne kadar yürütmüş olduğumuz on aylık mücadelenin meyvelerini almaya başladık. Bu başarı Tüpraş’ta gelecek bundan sonraki başarıların ilkidir. Örneğin İsrailli Ofer’e satılan 14.76’lık hisse de mutlaka Petrol-İş Sendikası’nın ve üyelerinin sayesinde tekrar kamuya dönecektir.

 

Bu yeni durum karşımıza bazı soruları da çıkartmaktadır. Nedir bu sorular;

 

 

SORU 1: DANIŞTAY’IN TÜPRAŞ İLE İLGİLİ ALDIĞI KARAR NEDİR?

 

Bildiğiniz gibi, sendikamız Petrol-İş 12 Eylül 2005 tarihinde Koç-Shell ortaklığının kazandığı Tüpraş ihalesinin hemen ardından Danıştay 13. Dairesi’nde; 1-) Tüpraş’taki %51’lik kamu hissesinin blok satış yöntemiyle özelleştirilmesine ilişkin ÖYK kararına 2-) İhaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu kararına 3-) İhale şartnamesine karşı yürütmeyi durdurma ve iptal davalarını hızla açmıştı.

 

Danıştay 13. Dairesi 7.12.2005 tarihli karar ile yürütmenin durdurulması istemlerimizi reddetmiş,  15.12.2005 tarihinde tebliğ edilen bu karara karşı sendikamız aynı gün itirazda bulunmuştu.

 

İşte Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nda lehimize verilen karar bu itirazımıza ilişkindir. Kurul,

2. Şubat.2006 tarihli görüşme sonrasında verdiği kararıyla;

 

1-) İhale şartnamesini 2-) Bu şartnameye dayalı İhale Komisyonu kararını hukuka aykırı bularak YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA KARAR VERMİŞTİR.

 

Bu Türkiye’yi sarsan tarihi karar, aynı tarihte bizzat Danıştay Başkanlığı’nca kamuoyuna duyurulmuştur. Böylece Tüpraş’ın ihalesine ilişkin idare işlemi, 2 Şubat 2006 tarihinden itibaren yasallığını ve uygulanma niteliğini kaybetmiştir. YANİ TÜPRAŞ 2 ŞUBAT 2006 TARİHİNDEN İTİBAREN YENİDEN KAMU MALI OLMUŞTUR.

 

 

SORU 2:  BU YARGI KARARI UYGULANIR MI?

 

Bir yargı kararının uygulanıp uygulanmayacağı tartışma konusu bile olamaz.

 

Nitekim Anayasa’nın 138. maddesi ile 2577 Sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 28. maddesi hükümleri gereği, yürütmenin durdurulması kararının AYNEN VE GECİKTİRİLMEKSİZİN YERİNE GETİRİLMESİ ZORUNLUDUR.

 

Bu davada Petrol-İş Sendikası lehine verilen yargı kararının uygulanmaması halinde ise;

 

  • Anayasa ihlal edilmiş olacaktır. Bu ihlal ise yasalarımıza göre ağır bir suçtur.

  • Uygulamama kararı alan kamu görevlileri ve siyasi sorumlular, suçlu durumuna düştükleri gibi işlenen bu suç nedeniyle mali, idari ve cezai açıdan da yasalar karşısında sorumlu olacaklardır.

 

Sonuç olarak yargı kararının uygulanmaması gibi bir ihtimal kesinlikle yoktur. Böyle bir uygulamaya karışan yetkililer için ise yaptırımlar çok ağırdır.

 

 

SORU 3: “FİİLİ DURUM OLUŞMUŞTUR” İDDİASI NEDİR?

 

Tüpraş’ta yargı karar vermeden devir gerçekleştiği için “fiili durum oluşmuştur” denilerek lehimize çıkan yargı kararının uygulanamayacağı iddia edilmektedir. Bu iddiaya dayanak olarak gerek ÖİB gerekse de bu kararın kamuoyunda yarattığı moral üstünlüğü bozmak isteyen bir takım kişiler basın organlarında yaptıkları açıklamalarda, bu kararın geriye dönük işletilemeyeceğine ilişkin bir Bakanlar Kurulu Kararı’na atıf yapmaktadırlar.

 

Çimento fabrikalarının özelleştirilmesi işlemlerini iptal eden mahkeme kararları üzerine, bu kararın uygulanmasının fiilen ve hukuken imkânsız olduğuna dair 27.4.1992 tarihli GİZLİ bir Bakanlar Kurulu Kararı alınmıştır. Bu doğrudur. Ancak, bu hukuka aykırı gizli Bakanlar Kurulu Kararı, Danıştay 10. Dairesi’nin 2002/4061 E, 2004/5219 K kararları ile İPTAL EDİLMİŞTİR.

 

Danıştay 10. Dairesi, yargı kararlarının uygulanmamasını öngören bir idari karar alınamayacağını açık bir biçimde ortaya koymuştur. YANİ BUGÜN TOPLUMU YANILTMAK İÇİN ORTAYA ATILAN BU BAKANLAR KURULU KARARI DA 2002 TARİHİNDE ORTADAN KALKMIŞTIR. TÜPRAŞ’IN KAMUYA DÖNMESİNİN ÖNÜNDE NE HUKUKİ NE DE “FİİLİ” HERHANGİ BİR ENGEL YOKTUR.

 

 

SORU 4: DANIŞTAY 13.DAİRE TÜPRAŞ’IN SATIŞINI ONAYLAR İSE NE OLUR?

 

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Danıştay 13. Daire’nin esastan vereceği karar ile şu an Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun lehimize sonuçlanmış olan yürütmeyi durdurma kararı birbirinden ayrı iki karardır. Hiçbir gelişme yürütmeyi durdurma kararını ortadan kaldırmış olmaz.

 

Diğer yandan bildiğiniz üzere, Tüpraş’ın özelleştirilmesine karşı açtığımız tüm davalar Danıştay 13. Daire’de esastan görüşülmektedir. Danıştay 13. Daire’den Petrol-İş Sendikası aleyhine çıkacak bir karar,  Tüpraş’ı Türkiye’ye yar etmek istemeyen çevreler için son umut haline gelmiştir. Ancak bu ümitleri de ileride boşa çıkacaktır Çünkü Danıştay 13. Daire’nin üst mahkeme olan ve yürütmeyi durdurma kararı veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu ile çelişen bir karara imza atması düşük bir ihtimaldir. Ancak bu düşük ihtimal gerçekleşse bile bizim bir üst mahkemeye hemen itiraz etme hakkımız vardır. Bu durumda Tüpraş davasında son karar Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından verilecektir. Bu kurul üst mahkemedir ve aynı zamanda Tüpraş’ta yürütmeyi durdurma kararını veren mahkemedir. Bir mahkemenin kendi kararını çiğnemeyeceği açıktır. Bu nedenle bu satışın ileride, esastan da iptal edilmesi çok güçlü bir olasılıktır. Danıştay 13.Daire Tüpraş’ın satışını onaylar ise ne olur sorusunun cevabı ortaya çıkmıştır: HİÇ BİRŞEY OLMAZ, TÜPRAŞ ARTIK KAMUNUN MALIDIR.

 

 

SORU 5: İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ TÜPRAŞ’IN GERİ ALINMASI ZOR MU?

 

Kesinlikle zor değildir. Tüpraş’ı satmak ne kadar zor ise geriye almak da bir o kadar kolay bir iştir. Tüpraş için alıcıların verdiği para hazinede durmaktadır ve hızla iade edilmesi mümkündür. Tüpraş’ın satışı varlık satışı değil bir hisse satışı olduğu için hisselerin kamuya devri de çok basit bir işlemle hızla gerçekleşebilir. Tüpraş’ta geri dönülemez hiçbir gelişme olmamıştır bu nedenle Tüpraş’ta yönetim dâhil her şey en fazla 10 dakika içinde tekrar satış öncesine döner.

 

SORU 6:  BU YARGI KARARINDAN SONRA BUGÜNKÜ TÜPRAŞ YÖNETİMİNİN DURUMU NEDİR?

 

Bu yargı kararı ile BUGÜNKÜ TÜPRAŞ YÖNETİMİ YASAL KONUMUNU KAYBETMİŞTİR. Mevcut Tüpraş yönetim kurulunun 2 Şubat 2006 tarihinden itibaren aldığı ve bundan sonrada almaya kalkışacağı her türlü karar geçersizdir. Bugünkü Tüpraş yönetimi, hukuka aykırı ilan edilen bir şartnameye dayanılarak yapılmış bir ihale ile Tüpraş’ı ele geçirmiş bir yönetim durumuna düşerek, yasalar karşısında mağdur olabilecekleri bir konuma gelmişlerdir. Bu durumun sorumlusu da yargı süreci devam ederken Tüpraş devredilemez uyarılarımızı dikkate almayan ÖİB’dir.

 

SORU 7: BU YARGI KARARINA YETKİLİLER NE DİYOR?

 

Söz konusu Danıştay kararının kamuoyuna açıklandığı gün (2 Şubat 2006) ADALET BAKANI SAYIN CEMİL ÇİÇEK YARGI KARARLARININ HERKESİ BAĞLADIĞINI AÇIKÇA İFADE ETMİŞTİR. Danıştay’ın bir numaralı ismi olan Danıştay Başkanı Sayın Ender Çetinkaya ise Danıştay’ın bu kararın açıklanmasında geç kalmadığını aksine devir işlemleri konusunda acele edildiğini belirtmiş ve BU YARGI KARARININ EN GEÇ 30 GÜN İÇİNDE UYGULANMASININ ZORUNLU OLDUĞUNU ÇOK NET İFADE ETMİŞTİR.