Petkim'de neler oluyor?

 

05.12.2008

 

Yurdunu seven bir avuç örgütle birlikte, özelleştirmelere yıllarca karşı çıktık; ülkemiz için, halkımız için son derece büyük önemi olan, yılların toplumsal emeği ile oluşturulmuş dev sanayi  kuruluşlarımızı satmak değil, yapısal reformlarla daha yararlı hale getirmek gerekir; satarsanız yanlış yaparsınız dedik, dinleyen olmadı.  

 

Çoğunu, önce bilerek kötü yönettiler ve batırdılar, sonra da ucuz - pahalı demeden yandaşlarına peşkeş çektiler. Karşı çıkışımızın ne kadar yerinde olduğu bugün çok daha iyi anlaşılıyor, ama neye yarar... İşte Petkim de onlardan biri.

 

Türkiye'nin tek petro-kimya üreticisi dev şirket, yirmi yıla yakın süren bir çaba sonunda Socar-Turcas Ortaklığı'na, 30 Mayıs 2008 günü imzalanan devir sözleşmesi ile resmen satıldı. (Petkim'in satışının iptali istemiyle açtığımız davalar henüz sonuçlanmadı, bir an önce ve ülkemizin yararı doğrultusunda sonuçlanmasını umuyoruz.)

 

Satın alan şirket yetkilileri yaptıkları açıklamalarda  “yeni yatırımlarla Petkim'i büyüteceklerini, işçi çıkarmak şöyle dursun, yeni işçiler alacaklarını” söylediler. Henüz yeni yatırımlar konusunda somut bir adım atılmadı. Sadece, Petkim'in ihtiyacı olan ham maddeyi (nafta) istikrarlı olarak sağlamak maksatlı petro-kimya rafinerisi kurma yönünde girişimler var.

 

30 Mayıs 2008'den bu yana geçen altı ay süresince ne oldu?

İlk günlerde -hatta geçtiğimiz Kasım ayı ortalarına kadar-  kayda değer birşey olmadı Petkim'de. Olanlar ise yeni değildi: Genel Müdür Kenan Yavuz tarafından yaklaşık beş yıldan beri hayata geçirilmeye, sendikamız tarafından da engellenmeye çalışılan, adına kısaca Petkim'i “özel sektör gibi” yönetme girişimleri...

Asıl sıkıntı Kasım 2008 ile birlikte başladı: İşveren (yaşanan krizin yarattığı ortamı da kullanarak) ekonomik nedenlerle, toplam 550 çalışanı işten çıkaracağını bildirdi.

İşveren, kendi asli işleri olarak gördüğü üretim ve (kısmen) bakım işleri dışındaki bütün işleri ya alt işverene (taşerona) devredeceğini, ya da kapsam dışı (sendikasız) personel eliyle yapacağını söylüyordu. Özelleştirme mevzuatı gereği bu işlemi (işten çıkarma) 30 Kasım 2008'e kadar (yasaya göre, devirden sonraki altı ay içinde işten çıkarılanların 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu 4-C maddesi kapsamında işe yerleştirilme hakları var) gerçekleştirmek gerekiyordu.

               

Sendikamızın konuya yaklaşımı ise şöyle olmuştur:

 

İşverence personel fazlası olduğu söylenen bölümlerdeki işçilerden emekliliği hak edenler ve  gönüllüler dışında hiç kimse işten çıkarılmamalıdır; kadrolu işçilerin yaptığı işlerin taşeron eliyle yaptırılmasına asla müsaade etmeyiz.

                

 

Bütün çalışanların kendi geleceğini kendi özgür iradesiyle (elbette, bu koşullarda ne kadar mümkünse) belirlemesi, işten ayrılma yönünde baskı yapılmaması gerekir. (Özellikle işyerinde görevli temsilci arkadaşlarımız ve Şube yöneticilerimiz bu baskılara karşı yoğun çaba harcadılar.)     

                                           

Kasım ayı sonuna gelindiğinde durum şu idi: İşverenin gizli-açık baskılarına direnemeyenler, ünite yetkililerinin telkinleri ile davrananlar ve gönüllü olarak işten ayrılmak isteyenlerin sayısı yaklaşık 400 (dört yüz)'de kalmıştı.

 

İşveren ısrarla “ üretim-bakım işleri dışında kalan büro ve destek birimlerindeki yaklaşık 175 işçiyi işten çıkarmak gerekir, çünkü bu işçilerin yaptığı işleri (büro, yükleme -boşaltma, iş makinaları, merkez atölye vb)  taşeron eliyle yaptıracağım,  bu nedenle bugün olmazsa gelecek günlerde mutlaka bu işçiler işinden olacak” diyordu. 30 Kasım 2008'den sonra işten çıkarılırlarsa  657 /  4-C hakkından da mahrum olacaklardı.

 

Uzun ve çetin müzakereler sonunda varılan mutabakat şu oldu:

 

- Sadece paketleme işi (orada çalışanların çoğu işten ayrılmaya karar verdiği için personel yetersizliği ortaya çıktığından, şimdilik kaydıyla)  alt işverene verilebilecek; bunun dışındaki bütün işler Petkim eliyle yapılmaya devam edecek; şu anda taşeron eliyle yaptırılan bazı işler de, işe alınacak yeni işçilerle birlikte 2009 yılı sonuna dek tamamen sona erdirilecek.

           

- Genel hizmetler-idari işler gibi,  çalıştığı birimler lağvedilenler ve kişisel özellikleri nedeniyle  uzun vadede Petkim'de çalışması işveren tarafından mümkün görülmeyenlerden emekliliğini hak etmeye çok uzun süre (beş yıldan daha uzun süre) kalan işçilerin (sayıları yaklaşık elli kişi) 657 / 4-C maddesinden yararlanma haklarını kaybetmemeleri için, iş akitlerinin 30 Kasım 2008 tarihi itibarıyla feshedilmesine sendikaca tepki gösterilmeyecek.

           

- Gerek TİS, gerekse uygulamadan doğan kazanılmış hakların uygulanmasına aynen devam edilecek

           

- Ekonomik kriz ya da başka bir nedenle üretimini durduran ünitelerdeki işçiler, normal çalışmalarına (vardiyalı olarak) devam edecek.

 

Özetle Petkim'de bunlar oldu. Olanlar bizi de tüm üyelerimiz gibi çok üzdü. Sebebi ne olursa olsun, bir kişinin bile işinden edilmesi kabul edilebilir bir şey değildir! Bu olay da göstermiştir ki, özelleştirmeler ne ülkeye, ne de çalışanlara fayda getirmiyor. Ancak şunu da belirtmek de fayda var: Özelleştirmecilerle, özelleştirmeye gerekçe yapılan uygulamaları kendi dönemlerinde pervasızca uygulamaktan geri durmayanlar arasında hiçbir fark yoktur!

 

Dün olduğu gibi bugün de, yaşananları bütün açıklığı ile kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz. Değerlendirme yapma hakkı, başta üyelerimiz olmak üzere, bizimle birlikte mücadele edenlerindir.  Bizler Petkim'e ve ekmeğimize, örgütlü gücümüzle sahip çıkmaya devam ediyoruz.

 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

Petrol-İş Sendikası

Merkez Yönetim Kurulu Adına

Mustafa Öztaşkın

Genel Başkan