Hukuk Devletinin Gereği

BU İHALE İPTAL EDİLMELİDİR!

02.02.2006

 

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, TÜPRAŞ'ın %51'lik hissesinin blok satışına olanak sağlayan 3 ayrı işlemle ilgili Danıştay 13. Dairesi'nin verdiği yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin karara sendikamız Petrol-İş tarafından yapılan itirazı bugün görüşmüştür.

 

Yapılan değerlendirme sonucunda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, iki ayrı dosyada, TÜPRAŞ'ın %51'lik hissesinin blok satışına ilişkin ihale komisyonu kararının ve ihale şartnamesinin yürütmesini durdurmuştur.

 

Kurul, yürütmenin durdurulmasına ilişkin yaptığımız itirazları yerinde bulmuştur. Buna göre Kurul, TÜPRAŞ'ın %51 oranındaki kamu hisselerinin blok satış yoluyla özelleştirilmesine ait 29 Nisan 2005 tarihli ihale şartnamesine ilişkin itirazımızı haklı bulmuştur. Kurul, ayrıca, TÜPRAŞ'ın %51 oranındaki kamu hisselerinin blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin yapılan ihaleyi sonuçlandıran 12 Eylül 2005 tarihli İhale Komisyonu kararının da yürütmesinin durdurulmasını karara bağlamıştır.

 

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bu kararlarına ilişkin ayrıntılı gerekçeler henüz açıklanmamış olsa da, verilen kararlar sendikamızın itirazlarının haklı bulunduğunu ve davanın esastan görüşülmesinde de satışın iptal edilmesine karar verilmesi gerekeceğini göstermektedir.

 

Kurul, verdiği bu kararla ayrıca, ihale şartnamesinin 4046 sayılı Özelleştirme Yasası'nın hükümlerine aykırı olduğuna, bunun sonucunda yapılan ihalenin de yasaya aykırı olduğuna işaret etmektedir.

 

Sendikamız, İhale Komisyonu Kararı’na karşı ileri sürdüğü gerekçeler şöyledir;

 

  • Bu ihalenin hukuka aykırı şartname hükümlerine dayalı olarak yapılmış olması sebebiyle, komisyon kararının hukuka aykırı olduğunu,

 

  • Bu ihalenin hukuka aykırı ÖYK kararına dayalı olan bir ihale olması nedeniyle yine hukuka aykırı olduğu,

 

Çünkü özelleştirme yöntemini belirleme yetkisi ÖYK’dadır. ÖİB, kamuoyuna açıklanmamış dayanak ÖYK kararı olmaksızın ÖİB kararı ile ihaleye çıkmıştır. Gerek ÖYK kararı, gerekse de ihale şartnamesinin hukuka aykırılığı nedeniyle bu işlemlere dayanılarak yapılan ihalenin de hukuka aykırılığı söz konusudur.

 

  • İhale bedelinin peşin mi vadeli mi ödeneceğinin belirsizliğinin hukuka aykırılığı diğer gerekçedir.

 

 

ÖİB ve birtakım kişiler, yaptıkları açıklamalar ile bu kararın geriye işlemeyeceğine ilişkin bir Bakanlar kurulu kararına atıfta bulunmaktadır. Çimento fabrikalarının özelleştirilmesi işlemlerini iptal eden mahkeme kararları üzerine, bu kararın uygulanmasının fiilen ve hukuken imkansız olduğuna dair 27.4.1992 tarihli Bakanlar kurulu alınmıştır, bu doğrudur, ancak, bu hukuka aykırı Bakanlar Kurulu kararı Danıştay 10.Dairesinin 2002/4061 E. 2004/5219 K. kararı ile iptal edilmiştir.

 

Danıştay 10.Dairesi, yargı kararının uygulanmamasını öngörür bir idari karar alınamayacağını açık bir şekilde ortaya koymuştur.

 

Ötesinde, bu Bakanlar Kurulu kararına dayalı olarak görev yürüten firmalardan birisinin açtığı bir idari davada, yine Danıştay 10.Dairesi, 13.11.2002 tarihli kararıyla, yargı kararının uygulanmaması nedeniyle fiili olarak görevi yürüten firmanın hukuken korunmaya değer meşru bir menfaat sahibi olmaması sebebiyle, açtığı davayı ehliyet yönünden reddederek, yargı kararının uygulanmaması işlemi ile görevde olan firmayı hukuken tanımadığını ortaya koymuştur.

 

Ayrıca, Aktaş Elektrik'in görevi devraldıktan 12 yıl sonra yargı kararı ile görevden uzaklaştırılması da yargı kararının uygulanamaz nitelikte olduğuna dair maddi ve hukuki gerçeklerle bağdaşmayan sübjektif yorumların geçersizliğini ortaya koymaktadır.

 

Diğer yandan, Anayasasının 138. maddesine ve İYUK hükümlerine göre, İdare, yargı kararlarını uygulamak zorundadır. Yine İYUK hükümlerine göre yürütmenin durdurulması kararları da iptal kararları hükmündedir, yani, aynı hukuki sonuca tabidir. Dolayısıyla, bu kararın İdarece mutlaka yerine getirilmesi gerekmektedir.

 

Bilinmelidir ki, bu karar, Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu, hukukun Koç-Shell Grubu için ayrı yurttaşlar için ayrı olmadığını ortaya koyarken, bu kararın vakit geçirmeksizin uygulanması, Türkiye'nin uluslar arası güvenilirliğini ve hukuka saygısını ortaya koyan bir girişim olacaktır. Aynı zamanda bu karar Türkiye’nin hukuk devleti olması gerektiğini söyleyenler için samimiyetlerinin test edileceği bir süreç olacaktır.

 

Yürütmeyi durdurma kararı, Tüpraş’ın satışına %73 oranında karşı olan kamuoyunun vicdanını da rahatlatmıştır.

 

Sendikamız, Tüpraş’ın %51’lik kamu hissesinin blok satışına ilişkin yapılan ihaleyi hukuka aykırı hale getiren bu kararın uygulanmasını sağlamak için üzerine düşen her şeyi kararlılıkla yapacaktır.

 

Saygılarımızla,

 

Petrol-İş Sendikası

Merkez Yönetim Kurulu adına

Mustafa Öztaşkın

Genel Başkan