02.09.2005

 

Bugün, Tüpraş’ın satışı sürecinin kritik günlerinden birini yaşıyoruz. Tüpraş’a talip olarak   Türkiye’ye ve yarınlarımıza talip olan yerli ve yabancı şirketler bugün itibari ile belli oluyor. Bu nedenle bugün tüm Tüpraş çalışanları olarak Aliağa, Batman, Kocaeli ve Kırıkkale Tüpraş işletmelerinde işbaşı yapmayarak ve akaryakıt ürünleri sevkiyatını durdurarak Tüpraş’ın ülkemiz için taşıdığı önemin altını bir kez daha çiziyoruz.    

 

Tam 44 yıldır bu ülke ve bu toplum için üreten Tüpraş’a, kimlerin hangi niyetlerle talip olacağını bizler gayet iyi biliyoruz ve tüm Türkiye de bu gerçekleri bilsin istiyoruz.

 

İşte Tüpraş’ın satışı ile ilgili toplumun bilmesi istenmeyen gerçekler.

 

·   Tüpraş Türkiye pazarındaki %69’luk payı ile ülkemizin lideridir üstelik 2005 yılında çıkan Petrol Piyasası Kanunu ile Tüpraş’ın artık dağıtım ve pazarlama şirketi kurma hakkı da vardır. Tüpraş’a talip yabancı firmaların asıl niyeti kendi ürettiği ürünleri ithal edip Tüpraş’ın ağı yardımıyla ürünlerini ülkemizde rahatlıkla pazarlamaktır yani Tüpraş ihalesine girecek şirketlerin asıl hedefi Türkiye pazarına sahip olmaktır. Eğer Tüpraş satılırsa,  Türkiye Tüpraş’ın rafineri faaliyetlerinin durdurulması ve son teknolojiye sahip işletmelerimizin bir terminal ve depolama istasyonuna dönüşmesi tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. 

 

·    Tüpraş’a talip yabancı firmaların sahip oldukları kamu payları kamuoyunun dikkatinden sürekli kaçırılmaktadır. Hükümet, Tüpraş’ın elimizde kalan son %51’lik hissesini satmaya uğraşa dursun diğer ülkeler ise sektördeki şirketleri yetmiyormuş gibi bizimkileri de almaya uğraşmaktadırlar.

 

Onlar, Türkiye sanayisinin bir numaralı şirketi Tüpraş’ı ele geçirmek için uğraşmakta kendi çıkarları gereği haklıdır fakat Hükümet ülkemizin değerlerini ve çıkarlarını “babalar gibi satma” hakkına asla sahip değildir. Çünkü dünyada stratejik önemi ve yüksek kar oranları nedeniyle petrol sektörü, devletlerin kontrolü kaybetmeyi göze alamadıkları bir sektördür.

 

·   Gözünü Tüpraş’a diken bu firmaların tamamı entegre yapıdadır. Bu firmalar rafinaj, petrokimya, dağıtım-pazarlama, taşıma gibi faaliyetlerin hepsini kendi bünyelerinde toplamışlardır.

 

Unutulmamalıdır ki bir zamanlar bizim işletmelerimizde sektörde entegreydiler ancak özelleştirme nedeniyle hepsi dağıtıldılar. Bugün gelinen noktada artık açıkça görülmüştür ki entegre yapının dağıtılması Türkiye’ye zarar vermiştir. Zararın neresinden dönülse ülkemiz ve toplum için kardır. Bu nedenle biz Petrol-İş Sendikası olarak diyoruz ki; sanayimizin gözbebeği iki kuruluşumuz, Tüpraş ve Petkim vakit geçirilmeden birleştirilip sektörde entegrasyonun ilk adımı atılmalıdır.

 

·   Tüpraş’a talip olan yerli firmalar için ise çok fazla bir şey söylemeye gerek yok tüm Türkiye bu firmaları zaten yarım yamalak ödedikleri vergilerden, yatırımdan sürekli kaçmalarından ve işsizliğin artışına yaptıkları katkılardan dolayı gayet iyi tanımaktadır. Sektör de hiçbir deneyime sahip olmayan sıfatı yerli kendi yabancılarla iç içe geçmiş bu firmalar Tüpraş’tan uzak durmalıdırlar. Yerli gruplar ülkemiz ve toplumumuz için bir iyilik yapmak istiyorlar ise hali hazırdaki Tüpraş’a talip olmak yerine yeni Tüpraşlar kurmaya talip olmalıdırlar. 

Tüpraş ise kamuda kaldığı müddetçe yeni Tüpraşlar kurmaya talip olabilecektir. Bugün, buradan hükümete bir kez daha sesleniyoruz; toplumun sesini duy, Tüpraş’ı Satma Yenisini Kuralım..     

 

Evet… gördüğünüz gibi,  Tüpraş’ın satışı konusunda fotoğraf  bizim için gayet nettir. 

 

Ve tüm Türkiye bilmelidir ki bugün, bu kritik günde  Tüpraş’ın taliplileri dışında bir şey daha belli olacaktır;

 

Tüpraş’ın yani Türkiye’nin hazinesinin satışına seyirci kalanlar kimlerdir? ve “Tüpraş’ı da sattırmayacağız Türkiye’yi de sattırmayacağız” diyerek bu çirkin oyunu bozmak isteyenler kimlerdir?  

 

Bugün 70 milyon insan dostunu da düşmanını da açık seçik görecektir.

 

TÜPRAŞ’I KAYBETMEYELİM, TÜRKİYE KAZANSIN.

 

Petrol-İş Sendikası

Merkez Yönetim Kurulu Adına

Genel Başkan

Mustafa ÖZTAŞKIN