Tüpraş gidiyor
14.01.2004
Tüpraş, özelleştirilemiyor diyerek
üzüm üzüm üzülenlerin gözleri aydın. Tüpraş son anda bir
Türk ortak bulan Rus petrolcülere 1.3 milyar dolara gidiyor.
Tüpraş Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu. Ham petrol
işleyen ve ham petrolden petrol ürünleri çıkaran kamuya ait
tüm fabrikalara sahip olan bir "holding".
Türkiye'nin yıllık toplam ham petrol işleme kapasitesi
32 milyon ton. Bunun 28 milyon tonu, Tüpraş'a ait
fabrikalarda işleniyor. Tüpraş Türkiye'nin rafineri
kapasitesinin yüzde 86'sına sahip. Ham petrol işleme
yanında, yurtdışından ham petrol, LPG ve diğer petrol
ürünleri ithal etme ve depolama konusunda da en büyük
altyapının sahibi.
1983 yılında kamu iktisadi kuruluşlarının daha verimli
çalışmalarını sağlamak arayışında kamuya ait tüm
rafinerilerin tek çatı altında toplanmasına karar verildi.
Bu amaçla 1961 yılından beri faaliyet gösteren İPRAŞ
(İstanbul Petrol Rafinerisi AŞ)'ın adı Tüpraş (Türkiye
Petrol Rafinerileri AŞ) oldu. (1) İzmit, (2) İzmir, (3)
Batman, (4) Kırıkkale rafinerileri Tüpraş çatısı altında
toplandı. (5) 2001 yılında da Petkim'in Yarımca Tesisleri
Tüpraş'a devredildi. Bu tesislerde 5 farikada kauçuk, karbon
siyahı, polistren gibi önemli petrol ürünlerinde ülke
sanayiinin talebini karşılıyor. (6) Ditaş Deniz İşletmeleri
ve Tanker AŞ'nin yüzde 80 ortaklık payı Tüpraş 'a verildi.
Açık anlatımıyla Tüpraş hem dev, hem de sektöründe "tekel"
konumunda, rakipsiz bir kuruluş. Böyle bir kuruluşa rakip
çıkması imkansız. Çünkü, (1) Çok zaman ister. (2) Çok para
ister.
Tüpraş'ın teknolojisini yenilemek ve de kapasitesini
artırmak amacıyla hazırlanan 1989 - 2004 dönemini kapsayan
master yatırım planı çerçevesinde 2 milyar dolar tutarındaki
projeler için 1.3 milyar dolar harcama yapıldı.
Hazine'ye katkısı 4.5 milyar $
2003'te Tüpraş'ın cirosunun 13 milyar dolar dolayında,
net karının 300 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. 2003
Eylül sonu itibariyle 466 milyon dolar net nakit pozisyona
sahip. Tüpraş faaliyeti ile Hazine'ye 4.5 milyar dolar
dolayında vergi ve fon sağlıyor. Bu gelir, devletin toplam
vergi ve fon gelirinin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturuyor.
Tüpraş'ın özelleştirilmesine 1990 yılında karar verildi.
1991 yılında şirket sermayesinin yüzde 1.64'ü, 2000 yılında
yüzde 30.7'si yurtiçi ve dışı piyasalarda halka arz edildi.
Şirketin toplam halka açıklık oranı yüzde 34.24 oranına
ulaştı.
Tüpraş'ın sahip olduğu tesisler bugün kurulsa, en az 6 -
7 milyar dolar yatırım harcaması gerekiyor. Bugünkü
durumuyla Avrupa'nın 7'nci büyük rafineri grubu.
Tüpraş'ın hisse senedi, borsada en son 12.600 liradan
işlem gördü. Bu işlem fiyatına göre Tüpraş'ın borsa değeri
2.3 milyar dolar. Şimdi geliniz bu tabloyu
değerlendirelim... Tüpraş, Türkiye'nin en büyük sanayi
kuruluşu halkın parası ile yapıldı. Bir günde yapılmadı.
Yılların birikimi ile ortaya çıktı. Bu fakir halk bu sanayi
grubunun fabrikalarının yenilenmesi için son dört yılda 2
milyar dolar yatırım harcamasını cebinden çıkardı.
Tüpraş'ın akarı yok - kokarı yok. Zarar etmiyor. Kar
ediyor. Benzerini ne kamu yapabilecek durumda, ne de özel
sektör... İlla da "özelleştireceğiz", illa da, yerli veya
yabancı bir özel sektör sermaye grubuna "blok" satacağız
diyerek, Tüpraş'ı "haraç mezat" satmak acaba ne kadar doğru?
İş işten geçti, Anadolu deyimi ile "oldu olacak - kırıldı
nacak". Bütün bunları bugün yazmanın ne anlamı var, diyenler
olacak... Ne yapayım?.. Benim elimden gelen de bu!..
"Özelleştirmede başarılı olduğumuzu ispat edeceğiz. IMF'ye
verdiğimiz sözü yerine getireceğiz..." diyerek, benim, sizin
paranızla yapılan Tüpraş'ın çoğunluk hissesinin "blok
olarak" bir sermaye grubuna "haraç mezat satışını" içime
sindiremiyorum.
|