TÜPRAŞ TÜRKİYE’NİN ONURUDUR

                                                     “SATILAMAZ”                     

      15.04.2004

 

Haziran 2003 tarihinde başlayan, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraş’da mevcut kamu payının blok satış yöntemiyle özelleştirilmesine ilişkin ihale sürecinde geri sayım başlamış ve kritik dönemece girilmiştir.

 

Bu devir işleminin kamu yararına aykırı olduğu konusunda farklı tüm toplumsal kesimler ortak görüşü paylaşmaktadırlar.

 

Başından bu yana hukuka, kamu yararına ve ülke çıkarına aykırılığını belgeleri ile ortaya koyarak ihale sürecine/özelleştirmeye  karşı çıkan sendikamız, gelinen kritik aşamayı da göz önüne alarak, hazırladığı  kapsamlı bir raporu kamuoyunun bilgisine sunmayı görev kabul etmiştir.

 

Türkiye’nin Gerçek Amiral Gemisi:Tüpraş, Karanlıklarda Batırılmak mı İsteniyor?

 

Bulunduğu bölge ve Türkiye açısından konumu son derece kritik ve önemli olan bu verimli, kârlı kuruluşumuz, makul, haklı, ispatlanabilir herhangi bir gerekçe olmaksızın, 4046 sayılı Yasaya aykırı bir şekilde, Tabela şirketi olduğu OİB tarafından bile kabul edilen  “Efremov GmbH” firmasına satılmak istenmektedir.

 

Bu firmanın mali yapısı, ekonomik performansı, kapasitesi ve güçsüzlüğü yine bu şirketin OİB’ye ilettiği hiçbir norm ve standarda uymayan kendi evraklarından ayıklanarak, raporumuzda değerlendirilmiştir.

  

Ayrıca geçtiğimiz hafta içinde edindiğimiz bilgilere göre; Almanya’da kurulu olan bu tabela şirketinin göstermelik adresine, gümrük ve ithalattan doğan borçlarını ödememiş olması nedeniyle, Almanya mali polislerince baskın yapılmıştır. Evraklarına el konularak şirket hakkında, ilgili vergi mevzuatı çerçevesinde soruşturma açılmıştır.

 

Sendikamız tarafından, Tüpraş’ın ihalesine ilişkin ÖYK Kararı’nın iptali için açılan davaya yönelik olarak, OİB İdare Mahkemesi’ne yaklaşık 500 sayfa civarında evrak  iletmiştir. Bunlar incelendiğinde ancak beşte birinin bazı bilgileri içerdiği görülmektedir.

 

Pek çok mükerrer kopyalardan, eksik, yetersiz  belge ve bilgilerden oluşan “evrak kalabalığı” içinde yargı boğulmaya çalışılmıştır.

 

Bu karmaşa 09.02.2004 tarihli ÖYK Kararının iptaline ilişkin  sendikamızın açtığı davada  Yürütmeyi Durdurma talebimizin 1.İdare Mahkemesi’nde incelemeye vakit bile bulunmadan  reddedilmesine yansımıştır.

 

Ne yazık ki baskı altında olduğunu düşündüğümüz Yargı, sendikamızın sunduğu hukuki dayanakları ve kamu vicdanını dikkate almadan tamamen siyasi bir karar vermiştir. Sendikamız Yürütmeyi Durdurmanın Reddine ilişkin karara hemen itiraz edecektir. Bu olumsuz   karar, bu  davanın sadece bir aşamasıdır, esasa yönelik karar için dava devam etmektedir.

  

Diğer yandan, tabela şirketinin iki ortağından birisi olan Renix Finance Şirketi(% 49 payı mevcut)  vergi ve kara para cenneti olarak bilinen Virgin Adalarında kurulu bir posta kutusu  şirketidir.

 

Bu bilgiler ışığında, ihaleyi düzenleyen OİB yetkililerini, bu tabela ve posta kutusu şirketlerinin hangi amaçla kurulduğunu bilmemek  ile suçlamışken, yeni edindiğimiz bilgiler asasında, idarenin bu konuda oldukça bilgi ve deneyimli bir kişiyi görevlendirmiş olduğunu ortaya çıkarmıştır.

 

Tüpraş İhale Komisyonu Başkanı Hasan Köktaş’ın önceki kariyeri oldukça dikkat çekicidir. 32 Yaşında Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan Belko’nun başına Melih Gökçek’in belediye başkanı olması ile genel müdür olarak atanan ve AKP Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş’ın akrabası olan Köktaş, Vakıflar Bankası ile Belko’nun Ankara’ya Güney Afrika Cumhuriyeti’nden kömür ithali amacıyla kurulan Vakbel isimli şirketin de Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirilir.

 

Akabinde Vakbel, bir başka vergi ve kara para cenneti olan Ceyman Adalarında Black Diamond(Kara Elmas) isimli bir şirket kurarak, yine Vakbel’in sahibi olduğu Güney Afrika’daki iki maden sahasından ithal edilen kömürü, Cayman Adalarındaki posta kutusu şirketine komisyon ödeyerek, Ankara’ya getirmeye ve Belko’ya satmaya başlar.

 

Köktaş, bu önemli trafiğin göbeğindedir, hem kömürü çıkaran/üreten hem de satın alan şirketlerin başındadır. Kişisel özgeçmişinde, “İmam Hatip Lisesi mezunu olduğumu özellikle vurgulamak istiyorum” diyen Köktaş ve diğer kişiler hakkında, bu trafik ile ilgili bir çok kurum tarafından soruşturma yapılmış, davalar açılmıştır.

 

Bu bilgilerden sonra, OİB’nin Tüpraş ihalesine neden bu şahsı komisyon başkanı olarak atadığı daha iyi anlaşılmaktadır. Köktaş, tıpkı Efremov gibi, tıpkı Renix Finance gibi, tabela ve posta kutusu şirketlerinin neden kurulduğunu, nasıl işlediklerini genç yaşında öğrenmiş ve tecrübe kazanmıştır.

 

Burada önemli olan soru, bu para trafiği kimin için/kimin yararınadır? İhale komisyonu başkanı, geçmiş tecrübe ve birikimlerine dayalı olarak bu soruyu yanıtlayabilecek konumdadır. Aynı şekilde, bu kişiyi bu göreve getirenler de yanıtlamakta zorluk çekmeyeceklerdir.

 

Soruyoruz;

 

AKP Hükümeti, halkımızın bilgisi dışında yine;

  • Kimlere, nerelerde, ne gibi taahhütler vermiştir?

  • Kamu mallarını pervasızca hangi çıkar ilişkilerine feda etmektedir?

  • Tek başına Hükümet olmak, topluma hesap vermemek midir?

 

Bilinmelidir ki, Petrol-İş Sendikası bu işin peşini bırakmayacaktır. Tüpraş dosyası asla kapanmayacaktır. Petrol-İş Sendikası özelleştirme idaresinin geçmiş, kişisel ve siyasal ilişkilere dayalı olarak kamu varlıklarının özelleştirilmesi girişimlerinin peşindedir.

 

Edindiğimiz bilgileri kamuoyu ile paylaşacak ve her türlü yasal/meşru girişimde bulunmaktan kaçınmayacağız ve 1990’lı yılların yaşanan talan sisteminin yeniden ve daha kapsamlı olarak yürütülmesine de izin vermeyeceğiz.

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

                                                      Merkez Yönetim Kurulu adına

                                                              Mustafa Öztaşkın

                                                                Genel Başkan