SAPTIRILMAYA ÇALIŞILAN TÜPRAŞ KARARININ ANLAMI

27.05.2004

 

Sendikamız tarafından açılan davaya yönelik olarak, Ankara 10. İdare Mahkemesi tarafından TÜPRAŞ’ta mevcut kamu payının blok olarak satılması işlemi ile ilgili ihale sürecinin hukuka aykırılığı nedeniyle verilen 21.05.2004 tarihli yürütmenin durdurulması kararı, kamuoyunda büyük bir yankı bulmuştur. Ancak son derece anlaşılır olan bu karar ile ilgili olarak her nedense (!) bir takım spekülatif açıklamalar yapılmaktadır.

 

Sendikamız, bu durum karşısında kararın anlamını kamuoyuna bir kez daha doğru bir biçimde  açıklama gereğini duymuştur. 

 

Yorumlardan birisi, daha önce Tek Gıda İş Sendikası tarafından TEKEL Alkollü İçkiler A.Ş.’nin özelleştirilmesine ilişkin ihale ilanının iptali istemiyle, Ankara 8. İdare Mahkemesi’nde açılan davada verilen yürütmenin durdurulması kararının Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırıldığı, Tüpraş kararında da benzer bir süreç yaşanacağına ilişkindir.

 

TEKEL’e ilişkin verilen karar, ihale ilanının iptali istemiyle açılan davada,

olası zararlar ileri sürülerek açılan davaya ilişkindir ve Ankara 8. İdare Mahkemesi de, TEKEL’in tekel konumunda olduğuna, özelleştirme halinde özel tekel doğabileceğine hükmederek yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.

 

Oysa tarafımızca açılan dava, ihale ilanına ilişkin olmayıp İhale Komisyonu’nun nihai kararına ilişkindir ve olası zararlar üzerinden değil, ihale sürecinde yasal düzenlemelere aykırı yapılan uygulamalar üzerinden yürütülmüştür.

 

Ankara 10.İdare Mahkemesi, dosyayı tetkik ederek, 4046 sayılı Yasa ve ihale şartnamesine aykırı dört temel gerekçe üzerinden yürütmenin durdurulması kararı vermiştir. Bu gerekçeler,

 

1. Teklif mektubunun kayıtsız ve şartsız olması gerekirken Efremov Şirketi teklifinin kayıtlı/şartlı olması,

2. Kapalı zarf ile tekliflerin alınması sonrası, açık arttırma yapılabileceği ifade edilmişken, kamu yararına aykırı bir şekilde açık arttırma yapılmaması,

3. Gerek teklifte gerekse de ÖYK kararında ihale konusu tutarın, peşin mi vadeli mi olacağının belirli olmaması,

4. Rekabet Kurulu karşı oy yazılarında belirtilen hususlar çerçevesinde rekabet hukukuna aykırılık,

 

olarak belirlenmiştir. Somut gerçeklere dayalı bu saptamaların sonradan düzeltilmesi ve telafisi mümkün olmadığından, bu karara yapılacak itirazın sonuçsuz kalması beklenmektedir.

 

 

Yani, TEKEL’e ilişkin karar ile TÜPRAŞ kararında bu yönden ciddi farklar mevcuttur.

Bunun ötesinde, Mahkeme tarafından verilen kararın sanki Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırılacağı kesinmiş gibi bir intiba verilerek, anayasa ihlaliyle, Mahkeme üzerinde baskı kurulmakta, Mahkeme yönlendirilmeye çalışılmaktadır.

 

Bazı köşe yazarları, bilgi içermeyen, ideolojik saplantıların ifadesi olan köşe yazıları yoluyla yargıya deyim yerindeyse baskı yapmaya, kamuoyunu, olumsuzlukların sorumlusunun yargı olacağına inandırmaya çalışmaktadır. Hukuksuzluk, onaylanarak adeta teşvik edilmektedir.

 

Petrol-İş Sendikası, bugüne kadar, haklı ve meşru olmayan hiç bir yola başvurmamıştır. Ancak bu, Sendikamızın etik ve yasa dışı tavır veya eylemlere sessiz kalacağı anlamına gelmemektedir.

 

Tüm kişi ve kurumları, Türkiye’nin kaderini yakından ilgilendirebilecek bu konuda doğru bir tavır içerisinde olmaya, özellikle de yargı üzerinde baskı kurmaya çalışmamaya, yargıyı rahat bırakmaya davet ediyoruz.

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

 

                                                Merkez Yönetim Kurulu adına

                                                       Mustafa ÖZTAŞKIN

                                                           Genel Başkan