Petrol-iş Başkanlar Kurulu 11-12 Ekim 2004 tarihinde Adıyaman’da toplanarak dünyadaki ve ülkedeki gelişmeleri görüşmüş, özelleştirmeleri, örgütlenme faaliyetlerini, toplu iş sözleşmelerini, çalışma hayatını ilgilendiren yasa ve tasarıları, örgüt içinde yaşanan aksaklıkları ve örgütsel yapının güçlendirilmesini ele almıştır. Başkanlar Kurulumuz, ortaya konan görüş ve önerilerin ne şekilde hayata geçirilebileceği konusunda fikir alışverişinde bulunmuş ve tüm bu konulara ilişkin yaklaşımlarını aşağıda yer alan Sonuç Bildirisi ile üyelerimize ve kamuoyuna duyurmayı kararlaştırmıştır.

 

Başkanlar Kurulumuz, Irak’ta devam eden işgalin ve İsrail’in Filistin halkına yönelik sınır tanımaz zulmün tüm insanlığı utandıran bir hal aldığı tespitini yapmıştır. Yakın tarihsel, kültürel ve siyasi bağlarımız bulunan bu iki kardeş ülkedeki emperyalist saldırganlığa karşı AKP iktidarının daha net tavırlar almasını bekliyoruz. Bölgemizin ihtiyacı, bu iki ülke halkının taleplerine uygun bir barıştan geçiyor. Irak’tan ve Filistin’den bir an önce yabancı güçlerin çekilmesi, Irak’ta demokratik bir seçim yapıldıktan sonra yönetimin tekrar Irak halkına devredilmesi ve Irak ile Filistin halklarının hem ABD’ye hem de İsrail’e karşı yürüttüğü direnişe destek olunması talebimizi ise bir kez daha yineliyoruz.

 

Bu arada, ülkemizde bir yandan olumlu gelişmeler yaşanırken diğer yandan barış ortamının bozulmasından medet umanlar da harekete geçiyor. Başkanlar Kurulumuz herkesi sağduyuya davet etmekte ve barış ve huzur ortamının devam etmesini dilemektedir.

 

Ülkemiz Avrupa Birliği ile müzakerelerde yeni bir aşamaya geldi. Türkiye’nin iç ve dış politikasının da uzun bir süre için ana ekseni haline gelecek AB hedefi, sadece sermayenin taleplerine uygun bir yapılanma olarak kalmamalıdır. Sosyal kriterleri hiç gözetmeden AB uyum yasalarını imzalayan Hükümetin, bu konularda ısrarcı olmayan işveren örgütlerinin ve AB siyasetçilerinin çifte standardını açığa çıkartmalıyız. Bunun için de örgütlenmenin önündeki bütün engelleri kaldıran, barajları işçinin özgür iradesini engellemeyecek düzeylere indiren, sendikal tüm hak ve özgürlükleri teminat altına alan yasal ve Anayasal değişikliklerin bir an önce gerçekleştirilmesi konusunda Başkanlar Kurulumuz tüm emek örgütlerine ortak hareket etme çağrısında bulunmuştur.

 

Yıllardır cenderesinden kurtulamadığımız İMF politikaları Türkiye için çözüm değil, her alanda sorun yaratmaktadır. Uluslararası ve yerli sermaye gruplarının yararına olan ve halkımızı ezen İMF politikalarına derhal son verilmeli ve toplumun büyük kesiminin yararlanacağı radikal değişiklikler yapılmalıdır. Başkanlar Kurulumuz bu konunun işçi sınıfının gündeminde kalması için her türden çaba içinde olacağını da beyan eder. Ülkemizin kurtuluşu her alanda tam bağımsızlığı öngören, işsizliği ve yoksulluğu yok etmeyi hedefleyen, gelir adaletsizliğinin önüne geçen politikalardadır.

 

Başkanlar Kurulumuz önümüzdeki dönem kamu toplu iş sözleşmelerinde her işyerinin kendine özgü sorunlarını gözeten bir politika izlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu tutumun Konfederasyonumuz Türk-İş tarafından da benimsenmesi çağrısında bulunmuştur. Kamuda ücretler arasındaki uçurumu giderecek, yıllardır devam eden kayıpların telafi edilmesini sağlayacak bir ücret politikasının gerekliliği tartışılmazdır. Bunun için çalışma saatlerinin düşürülmesi dahil işçi sınıfı lehine her türlü düzenlemenin yeniden tartışılmaya açılması tavsiyesinde bulunuyor ve bunu sağlamak üzere harekete geçeceğimizi bildiriyoruz. Bu arada, kamu işyerlerinde yılda en fazla 11 ay çalıştırılarak mağdur edilen geçici işçilerin daimi kadroya alınması için de talepte bulunuyoruz.

 

Aynı bağlamda, sendikaların ve Hükümetin gündeminde bulunan 2821 ve 2822 sayılı yasalarda yapılacak değişikliklerde, Kıdem Tazminatı Fon yasa tasarısı, Sosyal Güvenlikte Reform yasası konularında bir oldu bittiyi asla kabul etmeyeceğimizi belirtiyoruz. Söz konusu bu yasa değişikliklerinde Türk-İş’in öneri ve itirazlarını dikkate alan, özgürlükçü, demokratik ilke ve normların benimsenmesi için Başkanlar Kurulumuz gereken bütün çabanın sergileneceğini beyan eder. Sendikalar için ülke barajını sembolik düzeylere düşürmeyen, işyeri barajını ortadan kaldırmayan bir düzenlemenin ilerleme olmadığı bilinmelidir. Ayrıca, 1936 yılında yürürlüğe giren, 1975’ten beri 30 gün olarak hesaplanan kıdem tazminatında asla geri adım atmayacağımız bilinmelidir. Sendikamız fon yasasına karşı tüm konfederasyonların ortak tutum ve tavır alması çağrısında bulunmuştur. Bu yasa taslakları bağlamında kamuyu sosyal güvenlik alanından çekerek sağlık ve sigorta hizmetlerini özel şirketlere devreden, sağlığımızı piyasa kurallarına terk eden düzenlemelere de şiddetle karşı çıkacağımızı beyan ediyoruz.

 

Kamu çalışanları sendikalarının yürüttüğü görüşmelerde, Hükümetin çalışanları enflasyon altında ezdirmeyecek bir zam oranı vermesini diliyor ve bunun için Petrol-iş sendikası olarak her türlü destekte bulunacağımızı beyan ediyoruz.

 

Başkanlar Kurulumuz, işçi sınıfımızın örgütsüz kesimlerini sendikalaştırmanın demokrasinin gereği olduğunun bilincindedir. Bu amaçla, işçi sınıfını oluşturan tüm kesimler, kadrolusu, geçicisi, müteahhit-taşeron işçilerinden özel güvenlik mensuplarına, mühendislerden kapsam dışı personele dek tüm sektör çalışanlarına kapımız ardına dek açıktır. Sendikamız, kardeş sendika ve emek örgütleriyle birlikte yürüttüğü bu doğrultudaki çalışmalarına hiç ara vermeksizin devam edecektir. Ancak, bunun yanı sıra, Başkanlar Kurulumuz sınıf ve kitle sendikacılığı ilkeleri ışığında yürüyen sendikamızın, siyasi iktidarların gölgesine sığınarak işveren sendikacılığı yapanları bulundukları her alanda teşhir etmeye devam edeceğini de tüm kamuoyuna beyan eder. Başkanlar Kurulumuz, özgür iradeleriyle yasal ve anayasal haklarını kullanarak sendikamızı tercih eden Polinas işçilerinin yanında olduğunu beyan eder, sendikamıza karşı düşmanca bir tutum sergileyen ve Polinas işçilerine her türlü baskıyı uygulayıp sendikamızdan istifa ettiren Ülker grubuna da, bu yasadışı tutumlarından vazgeçmedikleri takdirde örgüt olarak tüketimden gelen gücümüzü kullanabileceğimizi hatırlatır. Bu konuda başta Türk-İş olmak üzere tüm kamuoyunu harekete geçireceğimiz de bilinmelidir.

 

Sendikamızın ülke ve toplum yararına yaptığı özelleştirme karşıtı mücadele meyvelerini vermektedir. Petkim’in satışının gerçekleşmemesi, Tüpraş’ın satışının durdurulması, demokrasiyi parlamento çoğunluğu sananlara karşı iyi bir ders olmuştur. Tügsaş gibi ülkemizin yüz akı bir kuruluşumuzun özel ellere terk edilmesinden sonra gübre fiyatlarının artması yüzünden halkımızın kısa zamanda kaybettikleri bile, özelleştirmeler konusunda söylediklerimizin tümünün doğruluğunu kanıtlamaktadır. Başkanlar Kurulumuz, AKP’nin özelleştirmeleri hızlandırmak üzere planladığı değişikliklere karşı tüm demokrasi güçleri ve sendikalarla birlikte mücadele etmekte kararlı olduğunu bir kez daha beyan eder.

 

Saygılarımızla kamuoyuna duyurulur,

Başkanlar Kurulu adına

Genel Başkan

Mustafa ÖZTAŞKIN