Petrol-İş Başkanlar Kurulu 20-21 Şubat 2003 tarihinde BURSA’da, TÜRK-İş Genel Başkanı Sayın Salih Kılıç ile Türk-İş’e bağlı Bursa bölgesinde faaliyet gösteren sendikaların şube başkanlarının katılımı ile toplanmıştır. Başkanlar kurulumuz yurt ve dünya sorunlarını görüşmüş, başta yaklaşan savaş tehlikesi ve özelleştirmeler olmak üzere örgütlenme, 1475 sayılı yasada yapılması planlanan değişiklikleri değerlendirmiş, kamu sözleşmelerindeki son durum konusunda fikir alışverişinde bulunmuş ve tüm bu sorunlara ilişkin yaklaşımlarını aşağıda yer alan Sonuç Bildirisi ile üyelerimize ve kamuoyuna duyurmayı kararlaştırmıştır

 

Basın ve Yayınımızın Değerli Temsilcileri,

 

Dünyanın ve ülkemizin artık çıkmasına sayılı günlerin kaldığı iddia edilen bir savaşın gündemine kilitlendiği bir dönemde toplanan Başkanlar Kurulumuz, tarihsel ve kültürel bağlarımız bulunan komşumuz Irak’a yönelik saldırgan politikaların bir an önce son bulması çağrısında bulundu. Meclisi oluşturan halkın temsilcisi sayın milletvekillerinin emperyalist emellere hizmet etme dışında hiçbir amacı bulunmayan bu savaşa hayır diyecekleri umudunu taşıdığını bildirdi. Emekçilerin onlarca yıl içinde kazandığı haklarına saldırı için zemin oluşturacak bir savaşta ısrar edilmesindeki tek gerekçenin ABD ile müttefiklerinin Irak petrollerini özelleştirme amacı taşıdığı gerçeğini gören Başkanlar Kurulumuz ayrıca, bu savaşın sadece petrole yönelik değil, aynı zamanda önümüzdeki dönemde büyük bir önem taşımaya başlayacak olan ülkemizdeki ve Ortadoğu’daki su kaynakları ile gene Türkiye’mizdeki bor ve benzeri enerji kaynaklarını denetleme, hatta tüm kaynaklara el koyma niyetiyle çıkartıldığına ve ABD’nin bu amaçla bölgemize kalıcı olarak yerleşme niyeti taşıdığına da kamuoyunun dikkatini çekme gereği duydu. Başta Türkiye olmak üzere, tüm bölgemizin yıllar boyu sürebilecek bir kargaşa ortamına sürüklenmemesi, sınırların ve rejimlerin emperyalist baskılar neticesinde değişmemesi, demokratik kazanımların ortadan kaldırılmaması için, sendikamızın tüm üyelerinin ve kamuoyunun savaş karşıtı etkinliklere çok daha aktif katılması talebinde bulunuldu. Başkanlar Kurulumuz, bunların yanı sıra hiçbir iktidarın bizleri halkın yüzde doksanlarının istemediği gayri meşru bir savaşa sokma hakkının olmadığını hatırlatır.

 

3 Kasım seçimlerinden en büyük parti olarak çıkan AKP iktidarı, ne yazık ki, özelleştirmeler hususunda kendisinden önce gelen iktidarlardan farklı davranmayacağını uzun zaman önce ilan etti. Üstelik de, kapsamlı bir özelleştirme takvimi açıklayarak, İMF ve Dünya Bankası politikalarını uygulama konusunda daha öncekilere nazaran çok daha kararlı olacağını iddia etti. Sendikamızın örgütlü olduğu Petkim, Tüpraş, Tügsaş, İgsaş, Bursagaz ve Esgaz tesislerimizin özelleştirme takvimi açıklandı. AKP iktidarının bu tutumuna karşı Başkanlar Kurulumuz, özelleştirme karşıtı bir mücadele geleneğine sahip olan sendikamızın özelleştirmelere karşı çok daha kararlı, çok daha tutarlı ve çok daha kapsamlı bir eylem programına sahip olduğunu belirtti. Dost sendika ve emek örgütleriyle birlikte yeni bir direniş hattının en kısa zamanda örülmesi ve sendikamız ile demokratik kamuoyunun savaş karşıtlığıyla birlikte özelleştirmeleri durdurma adımlarının eşgüdümlü yürümesini de içeren faaliyetlerin organize edilmesi için gereken tüm hazırlıklar başlatılmıştır.

 

Demokrasi mücadelesinin en ön saflarında yer alan sendikamız, 12 Eylül rejiminden kalma 1475 sayılı İş Kanunu’nun yanı sıra, 2821 ve 2822 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşme Yasa’larının çağdaş normlara kavuşturulması için uzun yıllardır iktidarlara çağrıda bulunmuş ve bu amaçla demokrasi güçleriyle birlikte eylemlerde bulunmuştur. Bugün bu yasaların 15 Mart’ta yürürlüğe girecek İş Güvencesi ile birlikte ele alınması ve yasaların değiştirilmesi için hazırlıklar yapılmaktadır. Ancak, özellikle sermaye, işçi sınıfının özgürlüklerini yok eden, haklarımızı daraltan ve çalışma yaşamını kuralsızlaştıran değişiklikler öngörüyor. Başkanlar Kurulumuz, emekçilere çağdaş kölelik koşullarını dayatan, kıdem tazminatı hakkımızda geri adımlar atmamızı ve istihdam ilişkilerinde kuralsızlığı hedefleyen hiçbir değişikliği kabul etmeyeceğini şimdiden belirtir. İşçi sınıfının beklediği değişiklikler insanın insanca yaşamasını hedefleyen ve merkezinde soyut ekonomik çıkarların değil, sosyal bir varlık olarak insanın bulunduğu bir felsefeye sahip yasalardır. Bu doğrultuda , örgütümüzün uyanık olması, tüm konfederasyonların ortak hareket etmesi ve yasalarda yapılacak olumsuz değişikliklere karşı gereken en sert tavırların alınması emek hareketinin geleceği açısından da büyük önem taşımaktadır.

 

Sendikamızın değişmez gündem maddelerinden örgütleme konusunda 15 Mart tarihinin bir milat olarak alınması gerektiğini belirten Başkanlar Kurulumuz, tüm emekçilerin kollektif katkısıyla yürütülecek yeni bir örgütlenme hamlesi başlatılmasını gerekli görüyor. Yeni bir örgütlenme kültürü ile demokratik toplumu oluşturma doğrultusunda daha hızlı adımlar atmak mümkün olacaktır. Öncelikle konfederasyonumuz Türk-İş koordinatörlüğünde, daha sonra ise mümkünse tüm emek örgütlerinin katkısıyla yürütülecek bir örgütlenme hamlesinin işçi sınıfı hareketini hak ettiği yere çıkartacağını biliyor ve örgütümüzün tüm kurullarını bu amaca yönelik olarak organize etmenin araçlarını yaratmayı hedefliyoruz.

 

Başkanlar Kurulumuz, müteahhit, taşeron, geçici, mevsimlik ve benzeri isimler altında işçi sınıfını bölmeyi amaçlayan istihdam modellerinin ortadan kaldırılması gerektiğini belirtmiş ve gerek işkolumuzdaki, gerekse diğer işkollarındaki müteahhit ve kadroya alınmayan geçici işçilerin bir an önce kadroya alınmasını talep etmiştir. Bu konunun kamu toplu iş sözleşmesi taslaklarında ortak hüküm maddesi haline getirilmesinden duyduğumuz memnuniyeti tekrar etmek istiyoruz.

 

2003 yılı kamu toplu iş sözleşmelerinin bir an önce bağıtlanması için de bu konunun Türk-İş ile Hükümet yetkilileri arasında öncelikle gündem maddesi olmasını talep ediyoruz.

 

Türk-İş Genel Başkanı Sayın Salih Kılıç’ın basın mensupları önünde bir kez daha tekrar ettiği gibi, mevcut iktidarın IMF direktifleri doğrultusunda ödenmeyen 2002 yılına ait ikramiyelerin kaldırılmasına niyetlendiğini, ancak buna asla müsaade edilmeyeceğini biz de belirtiyoruz. Ayrıca, 2003 yılı ikramiyesini de alma konusunda da kararlı olduğumuzu yineliyoruz. Bugüne dek hâlâ ödenmeyen ikramiyelerimizin takvime bağlanması ve nema ödemeleri konusundaki yasanın bir an önce gündeme alınması gerektiğini siyasi iktidara bir kez daha hatırlatıyoruz. Birkaç finans kurumunun borçlarının tasfiyesi için bir kalemde yaklaşık 5 milyar doları halkın sırtına yükleyenlerin, sıra emekçilerin hakkına gelince “kaynak yok” bahanesine sarılmasını hiç de inandırıcı bulmadığımızı belirtiyoruz. Hakkımız olan ödemelerin alınabilmesi için konfederasyonların öngördüğü tüm etkinliklere örgütümüzün bir bütün halinde katılmaya kararlı olduğu bilinmelidir.

 

Başkanlar Kurulumuz, yukarıda sayılan tüm öneri ve kararları hayata geçirmek üzere en kısa zamanda gereken tüm çalışmaların yapılacağını beyan etti.

 

Tüm kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

Merkez Yönetim Kurulu adına

Mustafa ÖZTAŞKIN

Genel Başkan