PETKİM’İN ÖZELLEŞTİRİLMESİ İHALESİ LUNAPARK OYUNUNA DÖNDÜRÜLDÜ

02.06.2003

 

Ocak 2003 tarihinde PETKİM’in özelleştirilmesine ilişkin olarak ÖİB’nca ilan edilen ihaleye tek başlarına giren, Sanko Holding ve Zorlu Holding grupları aradan beş ay geçtikten sonra yani, ihalelerin sonuçlandırılacağı bu tarihlerde aniden “sinerji yaratma” fikrinde birleşerek ortaklık kurmaya karar vermişlerdir.

 

İlgili sermaye grubundan birisi yoğun reklam kampanyası yanında basına verdikleri yanlış bilgilerle toplumu yanıltma çabasını sürdürmektedir. 

 

29 Mayıs 2003 tarihli Radikal Gazete’sindeki “İki karınca birleşip atlı karınca olduk” başlıklı A.Nazif Zorlu’ya ait demeçte 50-100 milyar dolarlık cirosu olan iki şirketin birleştiği ve Türkiye’nin iki petrokimya tesisini kaldıramayacağına ilişkin ifadeleri gerçeği yansıtmamaktadır.

  

Ayrıca aynı tarihli Milliyet Gazetesi’nde aynı sermaye grubunun yetkililerince “Petkim’in görücülerini düdükle kovaladılar”  başlıklı açıklamadaki çalışanların sayılarına ilişkin yorum, petrokimya sektörüne ait üretim, yatırım, istihdam gibi konulardaki bilgi ve teknik yetersizliği ortaya koymaktadır.  

 

1-Petkim, üretim, ürün(%95-117) ve işgücü verimliliği açısından uluslararası standart ve kaliteye sahiptir. Güney Kore ve Hindistan bu oranlara tesislerin kuruluşundan ancak 7 yıl sonra ulaşmıştır.  

 

Petkim’de 658’i kapsam dışı, 3218’i kapsam içi, 983’ü müteahhit personel olmak üzere toplam 4859 çalışan bulunmaktadır. Yüksek Denetleme Kurulu’nun Denetim Raporu’na göre; 2000 yılında personel giderlerinin toplam giderler içindeki payı % 11.5 iken, 2002 yılı sonu itibariyle toplam giderlerdeki payı % 10.2, üretim maliyeti içindeki payı % 8 dolayındadır. 2003 yılı Mayıs ayı itibariyle emeklilik ve işten çıkarmalarla 4500’e düşen personelin üretim maliyetlerindeki payı % 7.5 olmuştur. 

 

Dünya petrokimya sektöründe optimal oranlar ise, %10-12 civarındadır. ÖİB Başkan Yardımcısı da özelleştirme kapsamındaki kuruluşlarda istihdam fazlası olmadığını açıklamıştır. 

İlgili sermaye grubunun “1500 kişinin çalışması gereken yerde 5000 kişi çalışıyor” ifadesi bu sektöre ilişkin bilgi yetersizliğinden mi?  Ya da Petkim’i  “satın almaları” durumunda gönüllerinden geçen çalışan sayısını belirtmekten mi kaynaklanmaktadır?  

 

2-Türkiye’nin ikinci petrokimya tesisini kaldırmayacağı ifadesi ise, bırakınız sanayi işletmeciliğini, pazarlama ve “tüccar siyaseti” yaklaşımını bile kavrayamamak demektir.

 

Türkiye’nin petrokimyasal ürünlere olan talebinin % 65’i ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Buna 1 milyar dolar döviz ödenmektedir. 2005 yılında bu miktarın 2.8 milyar dolara, 2010 yılında 5 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.

 

Kısaca Türkiye’nin en az iki Petkim tesisine ihtiyacı bulunmaktadır. 5 ay evvel “Petkim’i yatırıma boğacağız” diyenlerin inandırıcılığı tartışmalı hale gelmiştir.

 

3-Söz konusu sermaye gruplarının İnternet sitelerinde yayınladıkları  şirketlerine ilişkin mali göstergeler incelendiğinde; 

 

*Sanko Holding grubunun toplam cirosu 638 Trilyon TL(425 milyon dolar) Kredi ve borçlarının öz sermayeye oranı 2, Zorlu Holding grubunun ise, 3.23 dolayındadır. Bunun anlamı, bu gruplar öz sermayelerinin 2 ve 3 katı kadar borçla çalışmaktadırlar. Talip oldukları petrokimya sanayi ise, sermaye ve teknoloji yoğun niteliktedir. Benzer biçimde kârlarının önemli bir bölümü faiz ve olağandışı kaynaklardan sağlanmaktadır.(Zorlu Holding’in % 43’ü, Sanko Holding’in % 25’i) Bu durumda 100 milyar dolarlık cirosu olan iki şirketin birleştiği söylemi ne derece gerçekçidir? 

 

*Zorlu Grubu’na ait 14 şirketten sadece bir tanesi bağımsız denetimden geçmiştir. Denetimden geçen bu şirkette çalışanların tamamı da sendikasızdır. Bunların içinde ise, % 85-90’lık oranı saat ücretli olarak çalışmakta, iş verimini son derece düşüren bu durum, sık periyotlarla işçi çıkarılıp alındığını göstermektedir.  

 

Kısaca şirketlerin borsada denetlenebilecek derece de halka açık olmadığı, sermayelerinin iş hacmini çevirmeye yeterli olmadığı, kredi ve borçlanmaya dayandığı ve Kurumlar Vergisi’nin bu yolla tırtıklanarak geriletildiği anlaşılmaktadır.  

 

Yukarıda belirtilen bilgiler doğrultusunda muvazaalı görünen bu birleşmenin, kağıt üzerinde usulsüzlüğü ortaya çıkarılamaz ama “moral usulsüzlüğü” taşıdığı yani, etik bir davranış olmadığı ortadadır. 

 

“Babalar gibi satıcıların” ve “babalar gibi alıcıların” bulunduğu ortamda geliştirilen “cin fikirli” bu ortaklığın kıt kaynaklarla oluşturulan toplumsal sermayemizin kötüye kullanılmasını, gerçekleri ortaya koyan bilgilerle, “düdüklerimizle” ve eylemlerimizle engellemekte kararlı olduğumuzu kamuoyuna sunarız.  

 

Sendikamız özelleştirilmesinin 3.yılında içi boşaltılarak 140.2 Trilyon TL zarara uğratılan POAŞ, Petkim ve Tüpraş özelleştirmelerine ilişkin gerçekleri ilerideki günlerde bir basın toplantısı düzenleyerek kamuoyunu bilgilendirecektir.

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

          Petrol-İş Sendikası

      Merkez Yönetim Kurulu                  

                    adına                                                                                                        

 Mustafa Öztaşkın

   Genel Başkan