Basın Bildirisi... Basın Bildirisi... Basın Bildirisi...

 

17/02/2011

 

 

BATMAN GÜNEY ŞELMO'DA ÖLEN İŞÇİLER TAŞERON SİSTEMİNİN SON KURBANLARIDIR

 

Batman yakınlarındaki, TPAO Güney Şelmo  petrol sahasındaki doğalgaz kuyusunda meydana gelen patlamada; İbrahim Çelik, Sabahattin Sönük ve Hasan Hüseyin Deniz adlı üç işçi kardeşimiz can verdi, Serdar Kaya yaralandı.TPAO sahalarındaki taşeron firma bünyesinde çalışan işçiler, örgütsüz ve güvencesiz koşullarda çalışıyorlardı. Yakın zamanda Ankara'daki sanayi sitelerinde, Afşin'deki kömür madeninde yaşanan faciaların bir benzeri bugün de Batman'da yaşanmış oldu. Yeterli iş güvenliği önlemlerini almadan, yeterli eğitimleri vermeden; ucuz ve güvencesiz emek istihdamı yoluyla üretim yapma, kazanç sağlama ısrarı aramızdan üç kişinin daha canına maloldu.

 

Petrol-İş'in yıllardır verdiği özelleştirme ve taşeronlaşma karşıtı mücadelenin anlamı ve insani önemi bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Kamuoyunun da bildiği gibi sendikamız, Türkiye'nin en değerli varlıklarından biri olan ve 1954 yılından bu yana kamu elinde ülkemiz zenginliklerini ekonomik değere dönüştüren TPAO'nun özelleştirme girişimlerine karşı duracağını ilan etmiş; TPAO'nun statüsünde yapılması gereken asıl değişikliğin, bu şirketin kuruluşu sırasında gözetilen entegre yapısının yeniden sağlanması yönünde olması gerektiğini savunmuştur.

 

TPAO'da yaşanan yoğun taşeronlaşma da özelleştirmeci mantığın bir sonucudur. Bu süreç kamu yararı açısından büyük kayıplar getirdiği gibi, görüldüğü üzere insan yaşamı açısından da ciddi, ölümcül sonuçlar doğurmaktadır. Taşeronluk sistemi son yıllarda yüzlerce olayda da izlendiği gibi iş kazaları için uygun ortamlar oluşmasının başlıca nedenlerindendir. Çünkü taşeronluk sistemi maliyetleri düşürmek üzerine kuruludur. İnsan değil kar merkezli bir bakışın hakim olduğu bu sistemde, insan sağlığına ve yaşamına yönelik harcamalar lüks görülmekte; yoğun işsizlik baskısı altındaki emekçilerin çaresizliği sömürülmektedir. O zaman bu sistemde meydana gelen ve giderek artış kaydeden kazaları basit ve tesadüfi birer iş kazası diye nitelemek mümkün müdür? Bunları “kadere, alınyazısına” bağlamak mümkün müdür? Hayır. Biz emek cephesi olarak bunları birer “iş cinayeti” olarak görüyoruz. Sona erdirilmelerinin ilk ve öncelikli koşulunun da; düzenli, güvenceli, işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarının etkin biçimde uygulandığı ve denetlendiği bir çalışma düzeni olduğunu ısrarla bir kez daha vurguluyoruz. Aynı zamanda, tüm bunların sağlanmasının ancak sendikal örgütlülüğün güçlenmesiyle olacağını biliyoruz, olduğunun da tanığıyız. 

 

Petrol-İş, kamuda, özel sektörde; rafinerilerde, petro-kimyada olduğu gibi TPAO'da da uzun bir süredir taşeron sistemine karşı çok boyutlu bir mücadele sürdürmektedir. Öncelikle bu sisteme son verilmesi; kadrolu, güvenceli çalışma ilişkilerinin hakim olması için elinden geleni yapmaktadır. Öte yandan taşeron firma işçilerini de örgütleme çabalarını sürdürmekte, onların ikinci sınıf işçiler olarak temel haklarından mahrum çalıştırılmalarına son vermek için uğraş göstermektedir. Bu tür facialar çabalarımızın haklılığını bir kez daha kanıtlamaktadır. Petrol-İş hukuki, meşru ve insani bir anlamı olan sendikalaşmayı yaygınlaştırmak; örgütsüzlüğe, güvencesizliğe ve ölüme mahkum edilmek istenen emekçilerin umudu olabilmek için var gücüyle çalışmaya devam edecektir.

 

Bugün gerçekleşen patlamada yaşamını yitiren işçiler üyemiz olmasalar bile bizim canlarımız, sınıf kardeşlerimizdir. Biz Petrol-İş Sendikası olarak tüm TPAO işçilerinin ve ailelerinin yanındayız, haklarının savunucusuyuz. Ölen arkadaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifa; ailelerine ve tüm mesai arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz. Yetkilileri ve hükümeti yaşanan iş cinayetlerinin ardındaki gerçekleri anlamaya; kuralsız, güvencesiz, ucuz ve esnek işgücü yaratmaya yönelik uygulamalardan vazgeçmeye çağırıyor, insan yaşamının kutsallığını ve önceliğini hatırlatmak istiyoruz.

 

Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.

 

Petrol-İş Sendikası

Merkez Yönetim kurulu adına

Genel Başkan Mustafa Öztaşkın