1 Mayıs 2011

Basın bülteni....Basın bülteni...

 

Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın'ın 1 Mayıs 2011 konuşması...

 

Türkiye'de ve dünyanın dört bir yanında emeğin bayramını kutlamak için bir araya gelenler...Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum...

Bugün 1 Mayıs!

Bugün işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü.

Bugün dünya işçi sınıfının sömürüye başkaldırı günüdür.

Bugün aynı dili konuşmasak da aynı amaç için yürüyoruz bütün dünyada.

Yürüyoruz nasırlı ellerimizle, yürüyoruz çıplak ayaklarımızla.

Bayraklarımızla, şarkılarımızla, türkülerimizle, yürüyoruz bütün dünyada.

Emperyalizme karşı, sömürüye karşı, zulme karşı, savaşa karşı yürüyoruz.

Sömürenden, zulmedenden, savaş tacirlerinden hesap sormak için yürüyoruz.

Barış için, dayanışma için, dostluk için yürüyoruz.

 

Dil, din, ırk, renk, cinsiyet, ülke ve düşünce farkı gözetmeksizin yürüyoruz. Avustralya’da, Asya’da, Afrika’da, Avrupa’da, Amerika’da.

Kuralsız, güvencesiz, örgütsüz, esnek ve ucuz işgücü politikalarına karşı yürüyoruz.

Barıştan, demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten, sosyal adaletten yana BAŞKA BİR DÜNYA kurmak için yürüyoruz dünyanın beş kıtasında.

Değerli işçiler, değerli emek dostları

Demokratikleşiyoruz, özgürleşiyoruz diye, diye kurdular sömürü düzenini güzelim ülkemizde.

Vahşi kapitalizmin bütün kuralları uygulanıyor artık ülkemizde.

Uğruna 125 yıl önce mücadele ettiğimiz 8 saatlik işgünü hayal oldu bizlere.

Günde 10 saat, hatta 12 saat karın tokluğuna çalıştırılıyor, işçiler, emekçiler.

Tam bir kölelik düzeni kuruldu ülkemizde.

Kuralsız, güvencesiz ve örgütsüz çalıştırılıyor işçiler.

Kazanılmış haklarımız bir, bir elimizden alınıyor, sosyal devlet adım, adım tasfiye ediliyor.

Toplumsal emeğimizin ürünü olan kamu kuruluşlarımızı hala devam ediyorlar özelleştirmeye.

Sosyal güvenlik ve emeklilik koşulları ağırlaştırılarak emekli olması istenmiyor insanlarımızın.

Eğitim ve sağlık ticarileştirilerek okumasın isteniyor çocuklarımız.

Hastahane kapılarında rehin kalsın isteniyor hastalarımız.

Bunlar yetmiyormuş gibi şimdi de el uzatıyorlar kıdem tazminatlarımıza.

Değerli işçiler, değerli emek dostları, ne istiyoruz biz?

İnsana saygılı, emeğe saygılı, kimlik, kültür, inanç ve düşüncelere saygılı vatandaşlık tanımının yeniden yapıldığı, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik ve sosyal bir Anayasa istiyoruz. Kısacası emeğin anayasasını istiyoruz.

Emekten yana bir ekonomi, emekten yana siyaset, emekten yana sosyal politika istiyoruz.

Başta sendikalar, toplu iş sözleşmesi ve grev yasası olmak üzere bütün yasaların uluslararası sözleşmeler de dikkate alınarak bu anlayış doğrultusunda yapılmasını istiyoruz.

İşsizliğin önlenmesini, yoksulluğun sona erdirilmesini istiyoruz.

Gelir dağılımı adaletsizliğinin giderilmesini, adil bir vergi sistemi kurulmasını istiyoruz.

Kurallı, güvenceli bir iş, örgütlü çalışma yaşamı istiyoruz. 4/C, 4/B’nin kaldırılmasını, taşeronlaşmaya son verilmesini, kayıt dışılığın önüne geçilmesini istiyoruz.

Örgütlenme ve hak aramanın önündeki bütün engellerin kaldırılmasını istiyoruz.

İşçilere, kamu emekçilerinin tamamına, gençlere, emeklilere, işsizlere, öğrencilere, köylülere, örgütlenmek isteyen her kesime sendikalaşma hakkının verilmesini istiyoruz.

Özgür toplu iş sözleşmesi, yasaksız grev hakkı istiyoruz.

Ülkemizin sokaklarında herkesin kendi kimliği ile kendi dili, kendi kültürüyle özgürce dolaşmasını istiyoruz.

Her türlü şiddetin son bulmasını, Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümünü istiyoruz.

İnsanlarımızın ölmemesi, annelerimizin ağlamaması için barış istiyoruz.

Özelleştirmelerin durdurulmasını, özelleştirilen kuruluşların yeniden kamuya döndürülmesini, kamu yatırımlarının yeniden başlatılmasını istiyoruz.

Sosyal devletin yeniden inşasını istiyoruz.

Herkesin sosyal güvenlik kapsamına alınmasını, emeklilik yaşının düşürülmesini, emekli maşlarının insanca yaşanabilecek düzeye çıkarılmasını, asgari ücretin yükseltilmesini istiyoruz.

Herkese eşit ve ücretsiz sağlık hizmeti verilmesini, katkı paylarının kaldırılmasını istiyoruz.

Eğitim sisteminin değiştirilmesini, üniversite sınavlarının ve harçlarının kaldırılmasını istiyoruz.

Cinsel ayrımcılığın önlenmesini, kadınlara uygulanan şiddet ve baskının son bulmasını, kadınlarımızın özgürleşmesini istiyoruz.

Çocuklarımıza çocuk yaşta işçiliği değil, çocukluklarını yaşatmak,

Onlara, güzel günleri, güneşli günleri göstermek istiyoruz.

Konuşmama son verirken;

Sizleri işçiye emekçiye değer vermeyen, işsizliği ve yoksulluğu kadermiş gibi gösteren,

Kazanılmış haklarımıza sürekli el uzatan,

Ülkemizi küresel sermayenin ucuz emek mekanlarından biri haline getirenlerden 12 Haziran

da hesap sormaya çağırıyor,

Seçimlerde oyunuzu sınıfsal çıkarlarınız doğrultusunda kullanmanızı diliyor,

Hepinizin 1 Mayıs’ını kutluyor, sevgiler sunuyorum.